top of page

Güneş Hanım - 2


Merhaba Güneş Hanım. Yine ben. Seninle konuşmayalı aylar oldu değil mi? Ben yine bildiğin gibiyim. Gerçi ne olduğumu, kim olduğumu bilmiyorsun artık. Etrafında bir tam tur attıktan sonra değişmeye başladım desem yeridir. Sonrası iyilik, güzellik.

Hatırlar mısın bilmiyorum; bir Haziran gecesi kumların üzerinde uyuyakalmak üzereyken hafiften güzel bi’ kafayla gökyüzüne çevirmiştik bakışlarımızı. Arka arkaya yıldızlar kaymıştı. Bir, iki, üç… derken ilk defa bu kadar net görmüştüm yıldız kaymasının ne kadar güzel olduğunu. Sonrasında uyuyakalmıştık oracıkta. Sabah, yine sen içimi ısıtarak uyandırırken, benim aklım hala gökyüzündeydi…

Güneş Hanım: Bu ne yaman çelişki böyle bilmiyorum. Ama benim aklım hep gökyüzünde. Sen battıktan sonra da hep öyle oldu. Belki yıldız kaymadı senden sonra hiç, ama ben yine de yıldız uçurmak varken, oturup yıldızlar arasında kendi buruk kanımı içtim, şairin dediği gibi… Zaman geçti. Mevsim döndü. Yaz oldu, kış oldu. Benim aklım hep o gece gördüğüm gökyüzündeydi.

Güneş Hanım: Biliyorum hayal kuracak gücün kalmadı artık, kendi galaksinde mutlu mesut yörüngeler bulup tutunuyorsun yeni gezegenlere. Tanıdıklar çıkıyor arada bir karşına. Selam verip geçiyorsun. Ben mi? Ben çok iyiyim. Artık karşıya geçmek için zorlamıyorum kendimi. İki yakanın bir araya gelmesine gerek yok. Hem martılar da ağlamıyor zaten çöplüklerde. Akrebin yelkovanı tatlı tatlı kovaladığı anlar yaşıyorum günde birkaç kere. Biri uyurken diğeri uyanıyor, biri uyanırken diğeri uyuyor ama yine de günde iki kez buluşuyorlar rastgele. Dedim ya; sonrası iyilik, güzellik.

Güneş Hanım: Bitmemeliydi dediğimiz her şey bitebiliyor şu hayatta. Hatta biterken nasıl başladığını bile hatırlamıyoruz, kendi hırslarımızda boğulmaktan perdeler iniyor kalbimize. Nasıl başladığını göremiyoruz belki de. Ama her şey bitiyor işte. Sana daha çok yazmak isterdim fakat bu da bitiyor işte. Kendine iyi bak Güneş Hanım. Sağlığını ihmal etme. Sezar da, ben de çok iyiyiz.



Fotoğraf: YÇS





Comments


bottom of page